PARA MI – MAL MI

Tartılabilir, sayılabilir, ölçülebilir ekonomik değeri olana mal denir. Para ise rakamla ifade edilenin değer ölçüsüdür.Üretmek yada ticaret yapmak para ve malın takasıdır. Malın paraya paranın mala dönüşmesine ticaret denir. Amaç sayısal çoğunluk yakalayabilmektir. Mal hareketleri ve para hareketleri bir bütündür. Paranız varsa mal alırsınız, malınız varsa satarak paraya dönüştürürsünüz. Mal hareketlerine dayalı faaliyet döngüsü istihdamdır, sosyal aktivitedir. Malın malla veya trampa dedikleri usul oldukça eskidir.

Tarih boyunca insanlık hep ileriye gitmiştir. Paranın varlığı da bulunabilmiş en önemli değerlerden biridir. Paranın ve malın kıymetini ulusal anlamda kritik etmek gerekir. Lokal bir işlemde paramı mal mı daha kıymetli, iki tarafın önceliklerine bağlıdır. Parayı daha değerli kılan şartlar oluşması halinde mal hareketlerine bağlı kalma-dan para ile para kazanmak mümkündür. Bu dönemlerde ekonomik parametreler çok değişkendir. Olağan üstü bir seyirde mal hareketleri ikinci planda kalır. Spekülasyona dayalı para hareketleri ön plana çıkar. İstenilen kalitede ve sayıda mal bulabilmek zorlaşır. Yakın tarihimizde her ticaret yapanın gecelik faiz türbülansa girdiğini biliyoruz. Günümüzde faiz borsa ve döviz hareketliliği kısada olsa yatırım yapmak isteyenleri olumsuz etkilemektedir. Para politikası küresel ve yerel de önemli hale gelmiştir. Ülkelerin iç piyasada ve bankalarında milli parasından daha fazla yabancıların paraları bulunabiliyor. Sıcak para dediğimiz para fazlalığı çok kısa sürede ülkeleri terk edebiliyor. 2000’li yıllarda sıcak paranın ülkemizde kısa sürede nasıl çıktığını biliyoruz. Paranın kıymetli olduğu dönemlerde enflasyon artışı, gecelik faiz, kısa süreli borçlanmalar yakın tarihimizin gerçekleridir. Şirketlerin faaliyet karı yerine faaliyet dışı karlar faiz gelirleri yaşanan gerçeklerdir. Para fazlalılığı tabana yaygın olmayan azınlık gurubunun yani faiz lobisinin eline geçer. İstikrarsız ortamı yaratmak para ile para kazanmak bu azınlığın temel işleridir. Tahsilat garantili çalışırlar. Kriz çıktığında EFT elektronik fon transfer ile kısa zamanda başka ülkelere paralarını aktarırlar.

Az ihracat çok ithalat cari açık demektir. Cari açık ülkelerin ekonomik göstergelerinde temel konudur. Cari açığın büyüklüğü genel görünüm açısından ölçüdür. İthal ürünlerin ödemeleri döviz bazında olduğu için kur farkları ciddi risktir. İthal edilen ürünler ülkemizde üretilmesi mümkün olmayabilir. Ulusal kaynaklarla ihracat kabiliyeti yüksek olan ürünler üreterek cari açık azaltılabilir. İthalat ödemeleri özel sektörün borcu olmasına rağmen bankaların teminatındadır. İhracatı ithalatından fazla olan ülkelerde para fazlalığı yeni yatırımları yapmak veya işsizliği önlemektir.

Bankalar olmadan ticaret yapmak mümkün değildir. Bankalar yurt dışında toplu ve iç piyasada mevduat toplar piyasaya satarlar veya işlemler arası aracılık yaparak komisyon alırlar. Bankacılık sektörünün sağlıklı çalışması ekonomik dengeler için önemlidir. 2000’li yıllarda günlük faizin nasıl işlediğini, kimlerin zarar, kimlerin kar ettiğini kriz ile birlikte birçok bankanın sigorta fon’una devir edildiğini biliyoruz. Günümüzde kişileri ve şirketleri bankalara karşı koruyan düzenlemeleri ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Girişimcinin ekonomik ve bilgi sermayesi yeterli değilse başarılı olması da mümkün değildir. Borçlanarak yatırım yapmak borç ödeme kabiliyeti, karlılık ve borçlanma maliyetlerini doğru hesaplamak gerekir. Deneme, yanılma veya yaşayarak öğrenme maliyeti bir yöntemdir. Başarılı olmak usta çırak ilişkisi veya emek yoğunluğu kadardır. Yakın tarihte Çine makine fuarına gitmiştim. İmalat yapan Çinlilerde en uzun makine, en ağır makine veya en hızlı çalışan makine zihniyetinin çok yaygın olduğunu gördüm. Çizgileri zorlayan bir anlayışın olması enteresandır. Ülkemizde müteşebbislerin bu anlayışta olmalarını umuyorum. Mal ve hizmet üretiminde niteliğin nicelik olduğuna inanıyorum. Ülkemizde bazı iller de ticaretin yaygın yapılıyor olması ticari kültürün eski olmasındandır. Alaylıyım veya mektepliyim yaygın kavramlar ancak her ikisini de kapsayan çekirdekten yetiştim daha doğrudur. Yetki devri veya ikinci adam yetiştirme şirketler için önemlidir. En iyi yönetici kendi yerine yönetici yetiştirebilmiş olandır. Şirket bünyesini öğrenmeden tepeden inen ve şirketin geçmişini yok eden çakma yönetici tipleri de çoktur. Yeni kuşak yönetici adaylarının şirketlerin alt kademelerinde işe başlayarak başarılı olama şansları daha fazladır.

Dünya artık küresel bir köydür. Ekonomik sınırlar önemli ölçüde kalkmıştır. Girişimci küresel düşünüp yerel davranmak zorundadır. Müşteri nerede ise oraya git anlayışına göre yatırım ve pazarlama organizasyonu yapmak durumundadır. Küresel ekonomide değer yaratmak kapasite, kalite ve rekabet sürdürülebilir olmalıdır. Ulusal yatırım planlaması yapılırken faaliyeti bölgesi ve faaliyet kapsamı aynı olan şirketlere teşvik belgesi verilmemesi gerekir. Girişimcilerin doğru yönlendirilmesi için meslek odaları üst birlikler ve devletin ilgili kurumları yol gösterici olmalıdır.

Taşınabilir mal birde taşınmaz gayrimenkul iyi bildiğim iştir. Taşınmaz satın alacak alıcıdan çok satıcı benim için daha önemlidir. Her malın bir hikayesi, insani boyutu, edinme koşulları vardır. Başımı sokacak bir yerim olsun yeter mantığı yanlıştır. Her malın bir alıcısı vardır, doğru olmakla birlikte yerel bir kavramdır. Ticari kabiliyeti olan, kalıcı ve standardı yüksek işler yapmak gerekir.

Denildiği gibi “ düşüncenin şekillenmiş hali maddedir maddenin şekillenmemiş hali de düşüncedir.” Hayatımızda var olan her obje bir düşüncenin somutlaşmış neticesidir. Hayatımızı kolaylaştıracak mal ve hizmetlerde bir düşüncenin eseri olacaktır. Güncel olmak ticarileşebilecek düşüncelere sahip olmak zenginliktir.

Sonuç AR-GE hammadde, yarı mamul ve mamul toplumun sosyal dokusuna entelektüel derinliğine katkısının ne kadar olduğunu düşünmek lazım.

Araştırma ve geliştirme yatırımlarının çoğalması dileği ile ……..

RESUL ORMAN
KAISİAD YÖNETİM KURULU ÜYESİ